Hastanemi Açın Platformu, Ankara’da Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Sami Ulus Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Bayan Doğum Hastanesi’nin “yenilenme” ismi altında kapatılmak istenmesine karşı “Hastaneler halkındır, kapatılamaz” başlıklı açıklama yaptı.
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde bugün yapılan açıklamaya; CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, çok sayıda demokratik kitle örgütü, hastane çalışanları ve yurttaşlar katıldı.
Platform ismine ortak açıklamayı Mimarlar Odası Ankara Şube Lideri Tezcan Karakuş Candan okudu.
Karakuş Candan, açıklamada Etlik Kent Hastanesi’nin açılması sürecinde Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesi, Dr. Sami Ulus Bayan Doğum, Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Doğumevi ve Ulucanlar Göz Hastanesi’nin kapatılıp kapatılmayacağına ait yaşanan süreci özetleyerek şunları tabir etti:
“DIŞKAPI VE SAMİ ULUS HASTANELERİ’NİN YIKILMASI İSTENİYOR. BU İKİ HASTANEMİZİN 15 ŞUBAT’A KADAR BOŞALTILACAĞI SÖZ EDİLİYOR”
“Kısmen taşındı dedikleri hastanelerimizdeki uzman tabiplerin İşçi Dağılım Cetveli’ndeki sayıları 707’den 272’ye düşürüldü. Evvelden yapılan hizmetlerin, ameliyatların birçok yapılamaz hale geldi. Örneğin Sami Ulus Çocuk Hastanesi’nde aylık 300’ün üzerinde A, B ve C kümesi üst seviye ameliyat yapılırken Kasım ayından bu yana ameliyatlar yapılamaz oldu, profesörler dahil hocalarımız işlerini yapamaz duruma getirildi. Etlik Kent Hastanesi’ne gitmeyen ya da götürülmeyen pek çok hoca, doktor, sağlık çalışanı cezalandırıldı, ötekileştirildi. Hocalar asistanlarından, eğitim, tez ve imtihan vazifelerinden koparıldılar. Fakat aşikâr ki mevcut hastanelerimize verilen tüm bu ziyanlar Etlik Kent Hastanesi’nin hizmet alım garantilerine yetmemiş, hedeflenen doluluk oranına ulaşılamamış olacak ki taarruzlar devam ediyor. Birinci kere Sağlık Bakanı’nın TBMM’deki 2023 yılı Bütçe konuşmasında resmi ağızlardan dillendirilmişti, Dışkapı ve Sami Ulus Hastaneleri’nin yıkılması isteniyor. Bu iki hastanemizin 15 Şubat’a kadar boşaltılacağı söz ediliyor. Doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız huzursuz, yarınlarını göremez oldular, aylardır kaçan huzurları tamamıyla külfete dönüştü. Hastalarımız bu hastanelerimiz olabildiğine zayıflatıldığı halde buralara gelmeye devam ediyorlar, zira kolay erişiyorlar, hizmeti daha kolay alıyorlar. Tüm bunlar kent hastanelerinde çok güç.
“HASTANELERİMİZE YATIRIM YAPILMASINI VE YENİLENMESİNİ İSTİYORUZ. BUNUN İÇİN HASTANELERİN YIKILMASI GEREKMİYOR”
Hastanelerimizin yıkılma münasebeti olarak ‘eski’ oldukları dillendiriliyor. Binaların eskimiş ve bakımsız olması tabi ki hastaların, sağlık çalışanlarının, halkın değil, yıllardır ‘nasıl olsa kent hastanesi yapıyoruz, buraları yıkacağız’ diyen siyasi iktidarın hatasıdır. Bizler Hastanemi Açın Platformu olarak daima söyledik, hastanelerimize yatırım yapılmasını ve yenilenmesini istiyoruz. Tıpkı vakitte bunun için hastanelerin yıkılmasının gerekmediğini, tarihi kimlikleri korunarak restore edilebileceklerini, modernize edilebileceğini, güçlendirilebileceğini ve bunun çok daha az maliyetle ve sağlık hizmetleri korunarak yapılabileceğini de biliyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Sami Ulus Hastanesi’nin Kültür Varlığı olarak korunması maksadıyla yürüttüğü çaba kapsamında Ankara 8. Yönetim Mahkemesi’ne ulaşan eksper raporu durumu çok hoş anlatıyor. Raporda özetle ‘Dr. Sami Ulus Bayan Hastalıkları Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Türkiye’nin 20. yüzyıl çağdaş mimarlığının sağlık alanındaki üretiminin örneklerinden ve başşehir Ankara’nın bu alandaki simge yapılarından olduğu, hastane yapılarının sağlık alanın aktüel gereksinimlerine karşılık verdiği, hastane yerleşkesinde vakit içinde ortaya çıkan gereksinimlere karşılık vermek u¨zere yeni yapılar ve plansız biçimde depo vb. ekler inşa edildiği, yapıların iç yerleri ve cephelerinde yenilemeler gerçekleştirildiği, hastanenin muhafaza bedellerini göz önünde bulunduran bir onarım projesi ile özgün fonksiyonu ve özellikleri bozulmadan şimdiki gereksinimlere ahenk sağlayarak kullanımının sürmesinin sağlanabileceği’ belirtiliyor. Daha ne denebilir ki!
“MEVCUT HASTANELERİMİZİ YOK ETMEK VE KENT RANTI YARATMAK HEVESİNDEN VAZ GEÇMEYEN BİR SİYASİ İKTİDAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
‘Yıkılıp yerine yenisi yapılacak’ deniyor. Bu mevzuyu birinci duyduğumuzdan beri kuşkulanıyoruz. Haksız mıyız? Mevcut siyasi iktidarın kent hastaneleri üzere hizmet alım garantili kamu özel iş birliği projeleri için bu ülkenin hangi pahalarını yok ettiğini çok âlâ hatırlıyoruz. Tahminen de en çarpıcısı İstanbul Atatürk Havaalanı’dır. O güzelim havaalanının nasıl adım adım sistematik biçimde yeni havaalanı uğruna katledildiğini unutmuyoruz. Hakikaten geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı 2023 Yatırım Programı yayınlandı. Sami Ulus ve Dışkapı Hastaneleri’nin yerine yapılacağı, Onkoloji Hastanesi’nin yanına yapılacağı söylenen yeni hastanenin yatırım programında olmadığını görüyoruz! Haklı çıkmaktan yorulduk, mevcut hastanelerimizi yok etmek ve kent rantı yaratmak hevesinden vaz geçmeyen bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Altındağ Belediye Meclisi’nden bu hastanelerin yerleri için alınan inanılmaz yükseklik ve emsal artışlarının, 16 kat yüksekliğe kadar çıkabilecek, 2,5 ve 4 emsal kapalı alan kararlarının ne için kullanılacağı ise tamamen soru işaretine dönüşüyor, kaygılarımızı artırıyor.
“HASTANELERİMİZİ KAPATMAYIN, YIKMAYIN, YATIRIM YAPIN, GÜÇLENDİRİN, YENİLEYİN. HER İŞİN BAŞI RANT DEĞİL SAĞLIK OLSUN”
Olmaz, kabul etmiyoruz! ‘Kısmen taşıyoruz’ diyerek kamuoyunu yatıştırmaya çalıştığınız, içini boşalttığınız hastanelerimizi dört ay sonra kapatıp yıkmanıza müsaade vermiyoruz. Hastalarımızı, doktorlarımızı, sağlık çalışanlarımızı daha fazla mağdur etmenize ‘hayır’ diyoruz. Türkiye üç ay sonra kritik bir seçime gidiyor. Seçimin çabucak öncesinde yangından mal kaçırır üzere en kıymetli hastanelerimizi boşaltıp yıkmanızı uygun niyetli bulmuyor, reddediyoruz. İçinizdeki niyetleri biraz durdurun, bu hastanelerimizin nasıl planlanacağına yeni gelen siyasi iktidar karar versin, biz de onlara taleplerimizi anlatalım. Hastanelerimizi kapatmayın, yıkmayın, yatırım yapın, güçlendirin, yenileyin. Her işin başı rant değil sağlık olsun.”
Daha sonra kelamı alan CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal da “Hastane kapatılarak hastane açılmaz. 6 tane hastane kapatıldı Bilkent Hastanesi açıldı. Etlik için, 28 Eylül’de 3,5 yıl gecikmeyle açılan hastane hala ortada bir şey yok. Doktorlarımızın bir kısmı burada bir kısmı orada. Sağlık hala ranta kurban ediliyor. Lakin unutmayın ki yolun sonu göründü, 3,5 ay sonra seçim var. Bizler geleceğiz ve bütün bu badireleri çözeceğiz” dedi.
“ŞEHİR HASTANESİNE GİDEN BÜTÜN YEMEKÇİLER İŞSİZ KALDI”
Hastane çalışanı Gönül Tavus ise şunları söyledi:
“10 yıldır Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yemekhane kısmında çalışıyorum. Onlara küçük üzere gelebilir lakin kent hastanesine giden bütün hastanedekilerin yemekçileri işsiz kaldı. 3-5 kişi üzere görünebilir, yüzlerce, binlerce insan işsiz kaldı. Hastanenin yüzde 70’i, 80’i neredeyse gitti çok az bir kısım kaldı ve tamamı gidince bizler işsiz kalacağız. Buradaki halk çok uzak gidemiyorlar, bizler de işsiz kalacağız. Bunları düşünen hiç kimse yok; yemekçi, MR, HBSY, kiralık araç sürücüleri bizlerin tamamı maalesef işsiz bırakılacağız kent hastanesine büsbütün taşınırsa. 5 sene evvel takım sıkıntısında bize verilmedi, fakat işimiz vardı devam ettik, şu an işimiz de olmayacak. Kendi işimiz için, hastanenin yıkılmaması için devletimizden, hükümetimizden dayanak bekliyoruz. İnşallah hastanemiz gitmez, sağlık haktır satın alınamaz.”
Hastane çalışanı Nuran Çelik, “22 yıldır, 2000’den sonra bu işe girdim. İşe girerken gençtim, artık aşikâr bir yaşa geldim. EYT de vurmuyor, daha emekli olmama 4 sene var; ben nerede iş bulacağım? 57 yaşındayım, ben ne olacağım? Lütfen sesimizi herkes duysun takım istiyoruz. Bizimle birlikte giren herkes takım aldı, yemek şirketi almadı, hakkımızı istiyoruz” diye konuştu.
Bir yurttaş ise reaksiyonunu şöyle lisana getirdi:
“Çalışırken, alışveriş yaparken vergi alındı, emekli olduk yeniden vergi alındı. Bizim vergilerimizle yapılan bu hastaneye bir bakar mısınız? Betonunda bir tane çatlak var mı? Boyası kırık, boyayın, camı kırık, camını yapın. Bizim hekimlerimizi, hemşirelerimizi, o hastanede çalışan sağlık işçilerinin hakkını yemeye kimin hakkı var. Bana sordunuz mu? Ben halkım, bana uymaya sen mecbursun. Sen bana uyacaksın ben sana değil. Sen seçilerek beni temsil etmeye gelmiş bir vatandaşsın. Ben oradan buraya geliyorum şu avlunun içinde hizmet görüyoruz. Öbür yaptığı kent hastanelerinde labirent üzere hekimler kendileri bulamıyorlar ameliyathaneleri. Para için, birilerine yalakalık yapmak için bunlar yapılmaz. Şayet benim kellemi kesecekseniz gelin kesin, buradayım hazırım. Benim vergilerimle yapılan bu hastaneleri yıkamazsınız.”
